10.09.2025

İstanbul’da Sonbahar Yürüyüş Rotaları

  • 10 Eylül 2025
  • 8 dakika
  • Diğer

Şehri gezmenin en keyifli yollarından biri yürümek desek bize katılır mısınız? Hele ki sonbahar gelmişse ve İstanbul’un parkları, sahilleri, ormanları renk değiştirmişse…

 

Sonbahar hiç şüphesiz İstanbul’da yılın en güzel zamanlarından biri. Hem kışın gri havası henüz başlamamış hem de yazın yoğun kalabalığı geride kalmışken, son derece davetkar bir atmosfere bürünen şehirde yürüyüş yapmak, aynı zamanda ruhu da dinlendiren bir deneyime dönüşüyor.

 

Birazdan Belgrad Ormanı’nın uzun parkurlarından Kuzguncuk’un tarihi sokaklarına uzanan birbirinden güzel sonbahar yürüyüş rotalarını keşfetmeye başlayacağız. Her biri sonbaharı farklı bir yönüyle hissettiren bu rotaların en büyük avantajı, hem birkaç saatliğine kaçabileceğiniz hem de hafta sonları uzuun bir gün geçirebileceğiniz kadar yakın olmaları. Üstelik çoğuna toplu taşımayla da kolayca ulaşabiliyorsunuz.

 

Hazırsanız gelin İstanbul’un sonbaharda en güzel yürüyüş duraklarına birlikte göz atalım.

Belgrad Ormanı

 

İstanbul’da yaşamıyor olsanız da Belgrad Ormanı’nın ününü mutlaka duymuşsunuzdur çünkü Belgrad Ormanı yürüyüş parkurları, İstanbul’da doğayla buluşmak isteyenler için en popüler adreslerden biri. Özellikle sonbahar geldiğinde ağaçların büründüğü sarılar ve turuncular, ormanı renklerin dans ettiği bir tabloya dönüştürüyor.

 

Belgrad Ormanı’nın en çok tercih edilen yürüyüş parkuru, 6,5 kilometrelik Neşet Suyu. Asfalt zemini sayesinde yürüyüş, koşu ve bisiklet için rahatlıkla kullanılan parkurda doğanın sessizliğini dinleyerek spor yapabiliyorsunuz. Sonbaharda dökülmeye başlayan yaprakların kapladığı parkur, sanki doğal bir halı üzerinde yürüyormuşsunuz hissi veriyor. Ormanın derinliklerine uzanan dar patikalar, bentler ve göletler, eğer bir fotoğraf meraklısıysanız eşsiz kareler yakalamanız için biçilmiş kaftan.

 

Belgrad Ormanı’na ulaşım ise oldukça kolay. Yenikapı – Hacıosman metro hattının Hacıosman yönüne giden seferlerine binip, oradan da Bahçeköy yönüne giden otobüslerle kısa sürede ormana ulaşabiliyorsunuz. Otobüs tercih edecekler için ise 42T, 42R, 42M, 42HM ve 153 numaralı otobüs hatlarıyla Belgrad Ormanı’na ulaşım mümkün. Otobüs seferlerinin gün ve saat bilgilerini mutlaka güncel web sitesinden kontrol etmelisiniz. Daha sakin bir deneyim için mümkünse hafta içi ve sabah saatlerini seçmenizi öneririz.

Polonezköy Tabiat Parkı

 

İstanbul’un en güzel ilçelerinden olan Beykoz, sonbaharda keşfedebileceğiniz en güzel yürüyüş rotalarından birine ev sahipliği yapıyor. Sadece doğasıyla değil köklü tarihiyle de oldukça ilgi çekici olan Polonezköy, 19. yüzyılda Polonyalı göçmenler tarafından kurulmuş ve Osmanlı’nın da desteğiyle bir yerleşim yeri haline gelmiş. Asıl ismi “Adampol” olan Polonezköy, zaman içerisinde kendi kültürünü de koruyarak İstanbul’un çok kültürlü yapısına katkı sağlamış. Bugün köyde hala Polonya mirasının izlerini görmek ve Avrupa’nın bir parçası olduğunu hissetmek mümkün.

 

Bir sonbahar günü Polonezköy’de yürüyüş yapmak yalnızca doğayla iç içe bir deneyim değil, aynı zamanda tarihle de buluşmak demek. Parkın içindeki 5 kilometrelik yürüyüş parkuru, kuş cıvıltıları eşliğinde yürüyüş yapmak için ideal. Sonrasında köyde dolaşabilir, eski evleri, kiliseyi ve müzeyi ziyaret ederek köyün kültürel dokusunu daha yakından tanıyabilirsiniz.

 

Köydeki kafeler ve restoranlar da hem yöresel lezzetleri tatmak hem de yorgunluk atmak için harika duraklar. Tabi yürüyüş kısmını es geçip bir hafta sonu kahvaltısı için de buraya gelenlerin sayısı bir hayli fazla.

 

Polonezköy’e şehir merkezinden yaklaşık 40-50 dakikalık bir yolculuğun ardından ulaşabiliyorsunuz. Toplu taşıma seçenekleriniz de var ama yine hafta sonları yoğun olabileceğini unutmayın.

Atatürk Arboretumu

 

Gelelim bitki çeşitliliği ile İstanbul’un en özel noktalarından olan Atatürk Arboretumu’na. Sarıyer’deki bu doğal alan, doğa ve fotoğraf tutkunları için tam anlamıyla bir keşif alanı.

 

1949 yılında kurulan Atatürk Arboretumu’nu aslında bir açık hava müzesi gibi düşünebilirsiniz. Dünyanın dört bir yanından getirilen yaklaşık 2000’i aşkın ağaç ve bitki türüyle burası botanik bilimi için önemli bir araştırma merkezi. Öyle ki ağaçlardan bazıları Türkiye’de yalnızca burada bulunuyor.

 

Arboretum’un en ilgi çekici özelliği üç büyük gölete sahip olması. Sonbaharda göletlerin etrafında sararan yaprakların suya yansıması, ördekler ve kazlar manzaraya ayrı bir canlılık ve güzellik katıyor.

 

Sakin ve keyifli bir mola için buraya gelecek ziyaretçilere küçük ama önemli bir bilgi: İçeri su dışında hiçbir yiyecek içecek götüremiyorsunuz. Bisiklet, scooter, tripod, profesyonel fotoğraf makinesi ve evcil hayvan kabul edilmiyor. Tohumların, çiçeklerin ve yaprakların (yere düşmüş olsalar dahi) toplanması ise kesinlikle yasak.

 

Atatürk Arboretumu’na ulaşım Bahçeköy yönüne giden otobüslerle sağlanıyor. Giriş ücretleri ve açık olduğu saatler ile ilgili en güncel bilgiyi resmi internet sitesinden kontrol etmenizi öneririz.

Fenerbahçe – Kalamış Sahili

 

Eğer yürüyüş yaparken deniz havasının eşlik etmesini seviyorsanız, Fenerbahçe-Kalamış sahil yolu sonbaharın en iyilerinden olmaya aday. Boğaz’ın serin rüzgarı bir yanda, martı sesleri diğer yanda… Sahil boyunca uzun yürüyüş yollarının, bisiklet parkurlarının ve dinlenme alanlarının yer aldığı Fenerbahçe-Kalamış Sahili, her daim spor yapanlarla dolu canlı bir atmosfere sahip. Hafta sonları ise oyun alanları gerçek sahipleriyle yani çocuklarla dolup taşıyor.

 

Kadıköy merkezden yürüyerek ya da kısa bir minibüs yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Kalamış Sahili, özellikle gün batımına yakın saatlerde, İstanbul’un sahil yürüyüş rotaları arasında öne çıkan bir durak.

Kuzguncuk – Beylerbeyi Sahil Yürüyüşü

 

İstanbul’un en sıcak semti hangisi diye soracak olursanız, bizim tercihimiz her daim Kuzguncuk olur. Tarihi evlerinin arasına gizlenmiş küçük kafeleriyle, sokak aralarında karşınıza çıkan mahalle fırınlarıyla ve samimi atmosferiyle Kuzguncuk, her sonbahar adeta renkli bir kartpostala dönüşüyor.

 

Bu yürüyüş rotasının en güzel kısmı tarihle iç içe olması. Küçük camiler, kiliseler ve sinagoglar semtin çok kültürlü yapısını gözler önüne sererken, İstanbul’un yıllarca farklı inançlara ev sahipliği yapan yüzüyle yeniden tanışıyor, yürüyüşünüze kültürel bir derinlik katmış oluyorsunuz.

 

Nostaljik bir havada başlayan yürüyüş, birkaç sokak dolaştıktan sonra karşınıza serilen Boğaz manzarası ile bambaşka bir hal alıyor.

 

Kuzguncuk’tan Beylerbeyi’ne doğru uzanan sahil rotası ise kısa ama çok keyifli. Martı seslerinin ve balıkçı teknelerinin yol boyu eşlik ettiği yürüyüş bir çay bahçesinde sona eriyor. Bu, birçok İstanbullunun gerçek bir sonbahar ritüeli. Yolun sonunda tüm ihtişamı ile sizi karşılayan Beylerbeyi Sarayı ise bu rotayı diğerlerinden ayıran en önemli detaylardan biri.

 

Üsküdar’dan kolaylıkla ulaşılabilen bu rota hem yerli hem de yabancı gezginler için Boğaz’ın en keyifli köşelerinden biri. Akşamına da sahil restoranlarından birinde taze balık yiyerek günü İstanbul’a yaraşır şekilde kapatma şansınız var.

Yıldız Parkı ve Çırağan Sarayı Rotası

 

İstanbul’un en hareketli semtlerinden olan Beşiktaş’ın ve Ortaköy’ün arasında, şehir içinde saklanan en büyük yeşil alanlarından biri yatıyor: Yıldız Parkı. Sonbaharda buraya adımınızı attığınızda, kendinizi adeta bir tablonun içinde hissediyorsunuz. Kuş sesleri, dingin göletler ve huzurlu yürüyüş yolları, şehir hayatının gürültüsünün ve karmaşasının buraya hiç uğramadığının en büyük göstergesi. Yıldız Parkı en çok, İstanbul’un merkezine bu kadar yakın olup da sakinliğini bu denli koruyabiliyor olmasıyla öne çıkıyor.

 

Osmanlı döneminden kalma Maltız Köşkü ve Çadır Köşkü, bugün kafeterya olarak hizmet veriyor. Yürüyüşünüze keyifli bir mola verirken, park ziyaretinizi kültürel bir keşfe dönüştürmüş oluyorsunuz.

 

Yıldız Parkı’ndan çıkıp Ortaköy’e doğru ilerlediğinizde ise Osmanlı’nın son dönem mimarisinin en göz alıcı örneklerinden Çırağan Sarayı karşınıza çıkıyor. Boğaz kıyısında yükselen bu yapı her kesimden ziyaretçi için hala büyüleyici bir durak.

 

Ulaşım açısından da oldukça kolay olan Yıldız Parkı ve Çırağan Sarayı rotasında başlangıç noktası genellikle Beşiktaş oluyor. Hafta içi sabahları daha sakin ama hafta sonu piknik yapan ailelerle sıkça karşılaşırsınız. Ancak ne zaman giderseniz gidin, hem doğayı hem de tarihi bir arada sunarak İstanbul’un sonbahar manzaralarının en keyifli yollarından birini oluşturan bu rotaya bayılacaksınız.

İzmir'de Ücretsiz Girebileceğiniz Beach'ler
İzmir'de Ücretsiz Girebileceğiniz Beach'ler
Ege'nin Bahar Festivalleri
Ege'nin Bahar Festivalleri
Türkiye'nin Gümrük Sınır Kapıları
Türkiye'nin Gümrük Sınır Kapıları
Türkiye’nin En İyi 15 Butik Oteli
Türkiye’nin En İyi 15 Butik Oteli
İzmir’de Fotoğraf Çekilecek Yerler
İzmir’de Fotoğraf Çekilecek Yerler